13 Şubat 2014 Perşembe

Kabotaj Kanunu (Hukuk Terimleri)

TÜRKİYE SAHİLLERİNDE NAKLİYATI BAHRİYE (KABOTAJ) ve LİMANLARLA KARA SULARI DAHİLİNDE İCRAYI SAN'AT VE TİCARET HAKKINDA KANUN

Kabul Tarihi: 20 Nisan 1926

Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 28 Nisan 1926 - Sayı: 358

3.t.Düstur, c.7 - s.759

MADDE 1 - Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine emtia ve yolcu  alıp nakletmek ve sahillerde limanlar dahilinde veya beyninde cer ve  kılavuzluk ve her hangi mahiyette olursa olsun bilcümle liman hidematını  ifa etmek yalnız Türkiye sancağını hamil sefain ve merakibe  munhasırdır.
 

Ecnebi sefaini ancak memaliki ecnebiyeden almış oldukları yolcu ve  hamuleyi Türk liman ve limanlarına ihraç ederler ve Türk liman ve  limanlarından ecnebi liman ve limanlarına gidecek yolcu ve hamuleyi de  alırlar.

 

MADDE 2 - Nehirler ve göller ve marmara havzasiyle boğazlarda bilûmum  kara sulariyle kara sularına dahil bulunan körfez, liman, koy ve sairede  vapur, romorkör, istimbot, motörbot, mavna, salapurya, sandal, kayık  velhasıl makine, yelken, kürek ile müteharrik merakibi kebire ve sagire  ile tarak, prizman, maçuna, algarina, şat ve her nevi nakliye ve su  dubaları limyo, sefaini tahlisiye ve emsali ile şamandıra, sal gibi  sâbit ve sâbih vesait bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat  icra etmek suretleriyle ticaret hakkı Türkiye tebaasına munhasırdır.

 

MADDE 3 - Kara suları dâhilinde balık, istiridye, midye, sünger, inci,  mercan, sedef ve saire saydı, kum ve çakıl ve saire ihracı ve gerek  sathı bahirde ve gerek ka'rı bahirde mevcut kazazede sefain ve merakiple  enkazı metrukenin ihraç ve tahlisi dalgıçlık, arayıcılık, kılavuzluk,  deniz bakkallığı, bilcümle Türk vesait ve merakibi bahriyesi derununda  kaptanlık, çarkçılık, kâtiplik, tayfalık ve amelelik ve saire icrası ve  iskele, rıhtım hammallığı ve bilûmum deniz esnaflığı icrası Türkiye  tebaasına munhasırdır.

 

MADDE 4 - Hükümet, muvakkaten ve hiç bir hak temin etmemek şartiyle  ecnebi tahlisiye gemilerinin icrayı sanat etmelerine ve Türk tahlisiye  gemilerinde ecnebi mütehassıs ve kaptan ve tayfa istihdamına müsaade  edebilir.

 

MADDE 5 - Birinci madde hükmüne muhalif olarak Türkiye limanları  beyninde kabotaj yapan sefain ve merakibi ecnebiyeden bin liradan on bin  liraya kadar cezayi nakdî ahiz ve o sefine ve merakip maddei mezkurenin  ikinci fıkrası mucibince Türkiye limanları için hamule ve yolcu almak  ve çıkarmaktan altı aydan bir seneye kadar men olunur.

 

Mugayiri kanun hareket eden sefine bir şirketi bahriye veya müteaddit  sefaire malik olan bir veya müteaddit eşhasa ait olursa işbu meni  keyfiyeti şirketin veya eşhası mezkurenin diğer sefainine de şamildir.  İkinci ve üçüncü maddelerde zikrolunan tebaai mahalliyeye munhasır  hukuku bahriyeden birini icraya cüret eden ecnebiler yüz liradan bin  liraya kadar cezayı nakdi ve bir aydan üç aya kadar hapis cezasiyle  mücazat olunurlar. Bu cezalardan yalnız biri de hükmolunabilir.  Mükerrirler hakkında iki kat olarak hükmedilir.

 

MADDE 5.- (Değişik: 4854 - 24.4.2003 / m.1/B-3) Bu Kanunun 1 inci  maddesi hükmüne aykırı olarak Türkiye limanları arasında kabotaj yapan  gemiler ve yabancılara ait deniz taşıtlarına birmilyar lira idari para  cezası verilir. Gemiler ve deniz taşıt araçları 1 inci maddenin ikinci  fıkrası gereğince bir yıl Türkiye limanları için yük ve yolcu almak ve  çıkarmaktan yasaklanır; Kanuna aykırı hareket eden gemi, bir denizcilik  şirketine veya birden çok gemiye sahip olan bir veya birden çok şahsa  ait olursa, yük ve yolcu almak ve çıkarmaktan yasaklama cezası, şirketin  veya şahısların diğer gemilerine de uygulanır. Bu Kanunun 2 ve 3 üncü  maddelerinde belirtilen yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan hakları  kullanan yabancılara ikiyüzaltmışmilyon lira idari para cezası verilir.  Suçun tekrarı halinde bu ceza iki kat olarak uygulanır.

 

Birinci fıkrada yazılı olan idari para cezalarıyla yasaklamalar o yerin  en büyük mülki amiri tarafından verilir. Derhal ve defaten idari para  cezasını ödemeyen veya bu hususta teminat ve kefalet göstermeyen gemiler  ve diğer deniz vasıtaları seferden ve faaliyetten alıkonulur. Para  cezasına ve yasaklamaya ilişkin kararlar deniz taşıtları için kaptana  veya ilgilisine, diğer eylemler için faile 11.2.1959 tarihli ve 7201  sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu kararlara  karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare  mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine  getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz,  zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa  sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları  21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü  Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Yasaklama kararı idare  mahkemesi kararının kesinleşmesinden sonra uygulanır.

 

MADDE 6 - İşbu kanun ahkâmı 1 Temmuz 1926 tarihinden muteberdir.

 

MADDE 7 - İşbu kanunun icrasına Ticaret ve Adliye Vekilleri memurdur.

 

DENİZ HUKUKU/ Prof. Dr.Fahiman Tekil 2001-6. Bası

 
 
 

2.KABOTAJ KANUNU

 

19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı  Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı Sanat ve  Ticaret Hakkındaki Kanun”(91  RG 29.04.1926 dip not) ile Türk  kıyılarında kabotaj hakkı, Türk Bayrağını taşıyan gemilere ve Türk  vatadaşlarına hasredilmiş bulunmaktadır.

 

Lozan Barış Anlaşması, Ticaret Mukavelenamesi, yerli yabancı gemilere  eşit davranılması ilkesini getirmekle birlikte kabotaj seferlerini,  balıkçılığı ve liman hizmetlerini kendi bayraklarını taşıyan gemilere  hasretmek hakkını sözleşen (akid) devletler için saklı tutmuştu. Kabotaj  Kanunu, böyle bir hakkın kullanılmasından doğmuştur.

 
 
 

Bu kanun ile öngörülmüş esaslar şunlardır:

 

A. Gemiler

 

a. Türk Gemileri


Türk kıyılarının bir noktasından diğer noktasına yük ve yolcu alıp  nakletmek ve kıyılarda, limanlar içinde veya arasında römorkaj ve  pilotaj (kılavuzluk) ve hangi nitelikte olursa olsun bütün liman  hizmetlerini ifa, yalnız Türk Bayrağını taşıyan gemi ve taşıtlara  hasredilmiştir.(m. 1/1).
 

Türk Bayrağı taşıma iznini TTK, 824/2 gereğince geçici olarak (en çok  iki yıl için) almış bulunan gemi, sözkonusu izin süresince TTK, 825  gereği Türk Bayrağı taşımak hakkını ve hatta Türk gemisi niteliğini  almış bulunduğundan kabotaj seferleri yönünden gerekli birinci koşulun  (Türk Bayrağı taşımak koşulunun) bu gemiler için dahi gerçekleştiği  sonucu doğar. Karşıt kavram yolu ile de TTK.824/1 de yazılı durumda,  yani Türk gemisine geçici olarak yabancı bayrak çekilmiş bulunulması  halinde izin süresince geminin kabotaj seferi hakkından  yararlanamayacağı hükmüne varmak gerekir.

 

b. Yabancı Gemiler


Bu gemiler sadece yabancı memleketten aldıkları yolcu ve hamuleyi Türk  limanlarına çıkarabilir ve Türk limanlarından yabancı limanlara  gidecek  yolcu ve hamuleyi alabilir(m.1/2).
 
 
 

B. Kişiler

 

a.      Türk Vatandaşları


Türkiye’de nehir, göller ve Marmara havzası ile Boğazlar ve bütün  karasuları ve karasularına dahil körfez, liman, köy vesairede vapur,  römorkor, istimbot, motorbot, mavna, salapurya, sandal, kayık velhasıl  makine, yelken  ve kürekle hareket eden büyük taşıtlar ve saire ile  duran ve yüzen araçlar bulundurmak ve bunlarla seyrüsefer ve nakliyat  ameliyesinde bulunmak suretiyle ticaret hakkı, yalnız Türk tebasına  aittir (m. 2).
 

Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde yer alan “Türk Teb’ası” deyimi  üzerinde bir açıklama şöyle gereklidir: Seyrüsefer ve nakliyat icra  etmek suretiyle ticari faaliyette bulunan gerçek kişi tek ise bunun  birden fazla ise hepsinin Türk olması şarttır. Bir Türk gemisinin  yabancılar tarafından kiralanarak kabotaj seferlerinde kullanılması da  yasak kapsamına girer. Burada önemli olan, yükle ilgililere karşı kimin  taşıyan olarak gözüktüğü değil, seyrüsefer ve nakliyat icra etmek  suretiyle kimin ticaret yapmakta olduğudur. Nitekim Kabotaj Kanunu, 2 de  seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının yalnız  teb’asına özgü bulunduğu açıklanmıştır. Seyrüsefer ve nakliyat icra eden  bir tüzel kişi ise bunun bir Türk tüzel kişisi olmasının gerekeceği  açıktır. Ancak bu tüzel kişi bir anonim şirketse pay sahipleri ve  limited şirket ortakları arasında bir yabancı bulunuyorsa durum nedir?  Bu konudaki 25 Şubat 1928 tarihli ve 403 sayılı Tefsir kararı’nda,  seyrüsefer ve nakliyat icra etmek suretiyle ticaret hakkının sadece Türk  teb’asına hasredildiği hususunda Kabotaj Kanunu’nun 2 inci maddesinde  açıklık bulunduğu noktasında hareket edilerek sözkonusu pay sahipleri ve  ortakların tümünün Türk olması gerektiği açıklanmıştır(bk. aşağıda m.  4).

 

b.      Yabancılar


Hükümet, geçici olarak ve kendileri için ücret veya iştirak payı söz  konusu bulunmamak üzere yabancı kurtarma gemilerinin çalışmalarına ve  Türk kurtarma gemilerinde yabancı  uzman, kaptan ve tayfa  çalıştırılmasına izin verilebilir (m. 4).
 
 
 

C. Yasaklama ve Cezalar

 

a.      Yabancı Gemiler


Kabotaj Kanunu hükümlerine aykırı şekilde Türk limanları arasında  kabotaj yapan yabancı gemi ve teknelerden bin liradan onbin liraya kadar  para cezası tahsil olunur. Ayrıca sözü geçen gemi veya tekne Türkiye  limanları için hamule ve yolcu almak ve çıkarmaktan altı aydan bir yıla  kadar men olunur. İş bu men keyfiyeti, kanuna aykırı hareket eden şahıs  ve şahıslarla ilgili şirkete ait diğer gemileri de kapsar (bkz md.5 son  hali)
 

b.      Yabancılar


Kabotaj Kanunu’na  aykırı olarak Türk vatandaşlarına ait haklardan  birini icraya yönelen yabancılar, yüz liradan bin liraya kadar para  cezası ve bir aydan üç aya kadar hapis cezası ile cazalandırılırlar (bkz  md.5 son hali).
 
 
 

T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ, E. 1970/629, K. 1970/4935, T. 8.12.1970


• KURTARMA VE YARDIM (Türk Gemilerinin Tekel Hakkı)

• TİCARİ MAKSAT

  (Kurtarmaya Katılan Yabancı Geminin Kabotaj ve Tekel Hakkını İhlal Etmiş Olması)

• KABOTAJ VE TEKEL HAKKI (Türk Karasularındaki Kurtarma Faaliyetleri)
 

ÖZET : Türk karasuları içinde münhasıran türk bayrağı taşıyan gemiler  kurtarma- yardım yapabilir. Denizcilik bankasının kurtarma-yardım tekel  hakkı ihlal edilirse, bankanın tazminat isteme hakkı doğar. Kurtarmaya  "p" tahlisiye gemisinin iştirak etmesi, olayda, ticari bir kasıt  bulunduğunu açıkça gösterir.

 

DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 4. Ticaret  Mahkemesince görülerek husumet yönünden davanın reddine dair verilen  26.11.1969 tarih ve 580/482 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen  tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin  edilen günde davacı avukatı T.B. ile davalı avukatı N.G. gelip temyiz  dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan  taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin  incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre  dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

 

KARAR : 875 sayılı Kabotaj kanunu gereğince kurtarma ve yardım işleri,  Türk karasuları dahilinde münhasıran Türk gemileri tarafından  yapılabilir.

 

5842 sayılı kanun, bu işleri davacı Denizcilik Bankasının tekeline  vermiştir. Davalı işletmenin dosyada mevcut 22.5.1968 günlü yazısından  anlaşılacağı üzere, Türk Karasularında kurtarma ve yardım işlerine  iştirak eden yabancı gemiler arasında "P" tahlisiye gemisi de  bulunmaktadır. Bu itibarla, davacı bankanın kurtarma teklifinin  reddedilmesi ve kurtarmaya tahlisiye gemisinin iştirak etmiş bulunması,  mezkur kanunlardan doğan kabotaj ve tekel haklarının ihlal edilmiş  olduğunu ve bu ihlalde aynı zamanda ticari bir kasıt bulunduğunu, açıkça  göstermektedir. O halde mahkemece davacı bankanın tazminat talebinin  kabulü gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine  kararı verilmesi kanuna aykırıdır.

 

SONUÇ : Yukarıda yazılı sebeplerden dolayı davacının temyiz  itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, tarif gereğince 850 lira  duruşma avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve  ödediği ... lira peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine  8.12.1970 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

.
 
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder